26 Temmuz 2009 Pazar

dunyanin odedigi bedel 50 trilyon $

Krizin, geçen yil dünyadaki finansal varliklarin degerini 50 trilyon dolar azalttigi belirtildi. Asya Kalkinma Bankasi`nin (ADB), finansal krizin gelismekte olan ekonomiler üzerindeki etkilerine iliskin yaptigi arastirma, döviz, hisse ve bono piyasalarini kapsayan finansal varliklarin degerinin 2008 yilinda 50 trilyon dolar azaldigini ortaya koydu. Japonya hariç sadece gelismekte olan Asya`daki kaybin, bu bölgenin bir yillik gayrisafi yurtiçi hasilasina denk düsen 9,6 trilyon dolari buldugu ifade edilen arastirmada, bölgenin, çok hizli gelistigi için krizden diger gelismekte olan ülkelere göre daha fazla etkilendigi kaydedildi. Arastirmada, Latin Amerika`nin kayiplarinin 2,1 trilyon dolar oldugu, ekonominin muhtemelen bu yilin sonundan ya da 2010 yilinin basindan itibaren düzelecegi de ifade edildi. ADB Baskani Haruhiko Kuroda da, yaptigi açiklamada, `Bu Büyük Buhran`dan bu yana dünya ekonomisini etkileyen en ciddi kriz. Ancak, Asya bu krizden çikacak ilk bölgelerden biri olacak` dedi.||10.03.2009||MANILA

Finansal Ekipmanlar

19 Temmuz 2009 Pazar

her kesimde borcluluk artiyor

Günümüz kapitalizmini belirleyen gelismelerden biri küresellesme ise, digeri de fi-nansallasmadir. Bu süreç içinde, finansal piyasalar, kurumlar ve birimler ekonomik ve politik güç kazanmakta, kaynaklar reel ekonomik faaliyetlerden finansal alana aktarilmakta ve ekonomik büyümenin dinamikleri artan bir oranda finans kesimi tarafindan belirlenmektedir.||Finansal piyasalarin ve uluslararasi sermaye hareketlerinin serbestlestlesmesi ile finans sermayesinin dolasimi önündeki engeller ortadan kalkmis ve finansal kaynaklara erisim giderek daha kolaylasmistir. Bu finansal serbestlik ortami içinde artik, tüketiciler ve sirketler, iç ve dis piyasalardan rahatlikla kaynak temin edebilmektedirler. Ne var ki bu süreç tüketiciler ve sirketler açisindan yüksek borçluluk anlamina gelmektedir.||Finansallasma süreci, devletin küçültülmesi, özellestirmeler ve vergi indirimleri gibi bir dizi neoliberal düzenlemeyi de içerdiginden, vergiye dayali bir kamu maliye politikasi yerini borçlanma politikasina birakmakta, böylece borçlular kervanina kamu kesimi de katilmis olmaktadir.||Simdi bu genel degerlendirmeler isigi altinda, ekonominin üç kesimindeki gelismelere bakalim: Tüketiciler: Tüketicilerin finansal kesime olan borcu 2003 yilindan itibaren sürekli artmis, borç yükleri 2003-2005 döneminde her yil yüzde ioo`lük bir artis göstermistir. Bu kesimin borçlari esas olarak tüketici kredilerinden ve kredi kartlarindan olusur. 2007 yilinin ilk alti ayinda kredi karti borçlarinin, toplam borçlar içindeki payi azalmis, buna karsilik tüketici kredilerinin payi artmistir. Tüketicilerin borçlarinin özel nihai tüketim harcamalari içindeki payi da artmaktadir. Tüketici toplam yükümlülükleri hanehalki gelirlerinin yüzde 25`ne ulasmis durumdadir.||Sanayilesmis ülkelerdeki oranlarla kiyaslandiginda, Türkiye`de hanehalki finansal yükümlülüklerin ulusal gelire orani, çok yüksek bulunmayabilir. Bu oran gelismis ülkelerde yüzde 58 iken, Türkiye`de yüzde 12`dir. Ancak finansal yükümlülüklerin ulusal gelire orani, Latin Amerika ülke ortalamasindan fazla, Avrupa`nin gelisen diger ekonomileri ile ayni düzeydir. Bu oranin 2000 yilinda yüzde 4 civarinda oldugu dikkate alinirsa, son dönemdeki hizli artis sonucunda tüketici borçluluk düzeyinin yükselmis oldugu görülür.||Sirketler: Sirketlerin yurtiçi bankalardan sagladiklari krediler bu yil içinde yüzde 11 artarak, toplam krediler içinde yüzde 53`lük bir paya ulasmistir. Ancak sirketler kesimi, uygun borçlanma maliyetine bagli olarak, dis piyasalardan hizli bir borçlanma sürecine girmistir. Türkiye`nin borç stoku haziran 2007 itibariyle 226 milyar dolardir. Özel sektör borçlarinin payi 102 milyar dolardir. Bunun da 86 milyar dolari reel sektörde faaliyet gösteren sirketlere aittir. 2000 yilinda 31 milyar dolar olan özel kesim dis borcu, üç kata yakin bir artis göstermistir. Finansal kuruluslar yüzde 38`lik bir payla 52 milyar dolarlik bir borca sahiptirler. Bu rakkamlar dis kaynakli finansmanin yogun olarak finansal kuruluslardan reel sektöre kaydigini göstermektedir.||Kamu kesimi: kamu kesiminin toplam borcu, Temmuz 2007 itibariyle 265 milyar dolardir. Bunun 197 milyar dolari iç borç, 68 milyari dis borçdan olusmaktadir. Dis borç içinde kamunun payi azalirken, özel kesimin agirligi artmaktadir. Son dönemde hizli büyüme nedeniyle kamu borcunun ulusal gelir içindeki payi azalmakla birlikte, kamu borcu hala yüksek bir düzeydedir.||Görüldügü gibi, finansallasma süreci ile birlikte üç sektörde de borçluluk önemli ölçüde artmis, her kesimdeki borç servislerinin ödenmesi küresel finansal dinamiklere bagimli hale gelmistir.2354540|2007-11-10|Ilerleme Raporunda Ekonomik Kriterler'2337983|2007-11-03|2008 Yili kaynak-harcama dengesi'2321190|2007-10-26|TÜSIAD dezenflasyon politikalarinda mola istiyor'2305729|2007-10-19|Sermaye denetimleri yeniden gündemde'2274963|2007-10-05|Bir baska Malezya deneyimi'2229899|2007-09-07|AKP dönemi yatirim ve KOBI tesvikleri'2210673|2007-08-25|Gümrük Birligi ve Dis Ticaret Dengesi'2200624|2007-08-18|Finansal dalgalanmalar, krizler ve Türkiye Ekonomisi'2168892|2007-07-28|Ikinci AKP iktidarinda iktisadi gelismeler'2157066|2007-07-20|Cari açik üzerine gözlemler

Finansal Ekipmanlar

7 Temmuz 2009 Salı

finansal olmayan ortakliklara tasfiye

Tasari halinde bulunan `Yeni Bankacilik Kanunu`na göre, kredi kuruluslari finansal olmayan ortaklik kuramayacak, mevcut finansal olmayan ortakliklari ise 2016 yilina kadar tasfiye edecek||Kamuoyunda Yeni Bankacilik Kanunu olarak da bilinen, Kredi Kuruluslari Kanunu Tasarisi Taslagi, bankalarin finansal olmayan ortakliklarini ortadan kaldiracak. Eylül ayi ortalarinda Basbakan Yardimcisi ve Devlet Bakani Abdüllatif Sener`e sunulacak taslaga göre, bankalar, finansal olmayan sirketlerden çekilecek. Bankalarin bu tür ortakliklarinin 2016`ya kadar tasfiye edilmesi gerekiyor. BDDK tarafindan düzenlenen `Kredi Kuruluslari Kanunu Tasarisi Taslagi Sempozyumu` dün Hilton Otel`de yapildi.||59. MADDE ÇOK TARTISILACAK||Sempozyuma katilan Bankacilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Baskani Tevfik Bilgin, taslagin, bankalarin ortaklik paylarina iliskin 59. maddesinin çok tartisilacagini vurguladi. Bilgin, buna göre, kredi kuruluslarinin artik finansal kuruluslar disinda ortaklik edinemeyecegini kaydetti. Bilgin, finansal olmayan mevcut ortakliklarin ise 2016`ya kadar tasfiye edilecegini belirtti. Sistemdeki bir bankadaki zaafiyetin dahi tüm finansal sistemi etkileyebilecegine isaret eden Bilgin, `Bakanlar Kurulu yetkisiyle buna müdahale edilecek. Sistemik risk çok önemli. Girdap etkisiyle bir banka, etrafindaki birkaç bankayi da götürebilir. O yüzden buna tedbir alinmali` dedi.||MEDYA PATRONLARININ DURUMU||Sempozyuma katilan Devlet Bakani ve Basbakan Yardimcisi Abdüllatif Sener de, ilgili taraflarin görüsüne sunulan tasarinin çok yönlü ve boyutlu tartisilmasi gerektigini belirtti. Sener, son 6 aydir ne zaman basinin karsisina çiksa, 200 maddelik Bankacilik Kanunu Tasarisi Taslagi ile ilgili `medya patronlari banka sahibi olacak mi olmayacak mi` diye soruldugunu hatirlatirken, bu durumun kamuoyunun beklentilerini ifade ettigini bildirdi. Ancak bakildiginda, 200 madde içinde bununla ilgili bir hükme de rastlanmadigini da söyleyen Sener, `Ama ben inaniyorum ki buradan çikarken, basin tarafindan yine o madde sorulacaktir. Basin tabii, kamuoyunun beklentilerini ifade ediyor. Arkasindan kisa dönem ihtiyaçlari, beklentileri, kisa dönemle ilgili algilamalarin her seyin önüne geçtigini gösteriyor. Sadece bir maddenin varolup olmamasinin tartisilmasi degil, kisa dönem dengesinin uzun dönem dengesinin önüne geçtiginin açik ifadesidir.` Sener, `Yasa metni hazirlanirken, kalici ve uzun dönem ihtiyaçlari esas alinmali. Yasa böyle hazirlanmali` dedi.||EKSIKLIKTE HERKESIN PAYI OLUR||Ilgili taraflarin, kanun taslagini yogun sekilde müzakere ettigini aktaran Sener, herkesin elestiri ve önerilerini sunmasini beklediklerini söyledi. Sener, ancak kanunda eksiklik oldugu takdirde herkesin bunda payinin olacagini ifade etti. Yasa metinlerinin sik sik degismesinin çesitli mahsurlar dogurdugunu belirten Sener, `Ne zaman yeni yasal düzenleme olsa yorum farkliliklari dogabilir. Bu da her zaman soru isaretlerini beraberinde getirir. Konuyla ilgisi olanlar görüsünü ortaya koymali. Tartisma sürecinin ardindan yasa Meclis`e gönderilecek` diye konustu. ANKARA||Kredi kartlarinin kullanimina BDDK el atti||Bankacilik Düzenleme ve Denetleme (BDDK) Baskani Tevfik Bilgin, kredi kartlarinin gereksiz kullanimina yönelik BDDK olarak tedbir alacaklarini söyledi. Bilgin, gazetecilerin, kredi kartlarinda son dönemde gündeme gelen gelisigüzel kullanima yönelik sorularini anlatti. Bilgin, 1993 yilindan beri bu konuda bir yasa hazirligi oldugunu belirterek, bu taslagi tekrar ele aldiklarini ve görüse açacaklarini söyledi. Taslagin Meclis`e sunulacagini kaydeden Bilgin, BDDK olarak kredi kartlariyla ilgili kisa dönemde bazi önlemler alacaklarini aktardi. Kredi kartlarindaki basi boslugu yasal bir tabana oturtacaklarini ifade eden Bilgin, çesitli analizler yaptiklarini ve tedbir alacaklarini dile getirdi. Basbakan Yardimcisi Abdüllatif Sener de kredi kartlariyla ilgili BDDK`nin ilgili kuruluslarin görüslerini aldigini, yakinda düzenlemenin yapilacagini söyledi. Cari açik ve tüketici kredileri baglantili bir tüketim yaklasimina katilmadigini da belirten Sener, `Bankacilik sektöründe yillardir temel sorun, toplanan mevduatin piyasaya kredi olarak dönmemesi. Mevduat-kredi oraninin düsük olduguna yönelik elestirilerin ardindan, mevduat-kredi oraninin arttigina yönelik elestirilerde bulunmak dogru degil` dedi.||Sik degisen düzenlemeler ciddi belirsizlik yaratiyor||Türkiye Bankalar Birligi(TBB) Baskani Ersin Özince, `Bankalarin faaliyetlerine iliskin düzenlemelerin sik sik degismesi, girisimciler, yatirimcilar ve yöneticiler açisindan ciddi belirsizlikler yaratiyor` dedi. Özince sunlari söyledi: `Tasarinin yasalasmasi halinde sebep olacagi ekonomik sonuçlar degerlendirilmeden, yapilacak degisikliklerin, telafisi imkansiz olumsuz sonuçlar doguracagi asikardir. AB düzenlemeleri ile bire bir uyumlu oldugu halde, bankalarin mali olmayan ortakliklara istirak etmelerinin yasaklanmasi, AB düzenlemelerine uyum saglanmasi yönündeki gerekçe ile çelisiyor.`||Finansal sektörde faaliyet gösteren banka disi bazi kurumlarin faaliyetlerinin düzenlenmesi, gözetimi ve denetimlerinin bankalara benzer bir hale getirilmesinin de olumlu oldugunu sözlerine ekleyen Özince, `Özel düzenlemeler yoluyla, Fon alacaklari ile diger alacaklilar arasinda rekabet esitligi bozuluyor. Denetim açisindan getirilen yeni tanimlar ve kavramlar, finansal kurum içinde birimler arasindaki dengeyi ve ahenkli bir çalismayi bozacak nitelikte olmamali` dedi.||Özince, TBB`nin yasaya iliskin olarak hükümet ve BDDK ile çok iyi diyaloglari oldugunu ve çeliskili görüsleri bulunmadigini belirtti. Özince, `Içerdeki denetimin de uluslararasi sürece uyumu zorunlu. Ancak altyapi hazir olmadan yapilan düzenlemeler de yetersiz kalacaktir` dedi.

Finansal Ekipmanlar